Migren Nedir?
Migren, ataklar halinde ortaya çıkan bir baş ağrısı türüdür. Ataklar 4 saat ile 72 saat arasında sürebilir. Kişi, ataklar arasında kendini tamamıyla normal hissedebilir ancak bir sonraki atağın endişesi yaşar. Migrende baş ağrısının yanı sıra bulantı, kusma, ışığa ve sese aşırı duyarlılık gibi belirtiler de görülür. Migren, hastanın hem de yakınlarının yaşam kalitesini bozabilen bir hastalıktır.
Belirtileri Nelerdir?
- Baş ağrısı; Migrenin belirtilerinden yalnızca biridir. Genellikle tek taraflı, yoğun ve zonklayıcı tarzda bir baş ağrısıdır.
- Görme bozuklukları; Kör noktalar, parlayan ışıklar, görmenin bozulması veya zig zaglı şekiller görülebilir. Aura olarak adlandırılan bu belirtiler, migren hastalarının yalnızca %10’unda görülür. Aura ile birlikte olan migrene klasik migren denir.
- Bulantı, kusma, ishal
- Işığa karşı aşırı duyarlılık (fotofobi)
- Sese karşı aşırı duyarlılık (fonofobi)
- Kokuya karşı aşırı duyarlılık (ozmofobi)
- Migrenli bir kişi boyun ve omuzlarda sertleşme, el ve ayaklarda karıncalanma, konsantrasyon güçlüğü, konuşma güçlüğü ve nadir olarak paralizi (felç durumu) veya şuur kaybı ile karşılaşabilir.
Migren Neden Olur?
Kesin sebebi halen net değildir. Beyin kan damarlarında ve beyin içindeki kimyasal iletişim maddelerinde (nörotransmitter) değişikliklere bağlı olduğu düşünülmektedir. Ancak Migreni tetikleyen faktörler vardır. Bu faktörlerin her kişi için bir eşik değeri vardır, yani bazan bir bazan birden fazla uyaran gerek vardır. Örneğin açlık her zaman migreni tetiklemez ama uykusuzluk ve stresle beraber olan açlık migreni tetikleyebilir. Genetik yatkınlık ta vardır. Ailesinde migren olan kişide görülme sıklığı daha fazladır.
Migreni Neler Tetikler?
- Diyetle İlgili Faktörler: Çikolata, turunçgiller, peynir, nitrit/nitratlar, sodyum glutamat, alkol, özellikle kırmızı şarap, aşırı kafein veya kafein yoksunluğu
- Duygusal Stres Durumları: Aşırı stres, endişe, aşırı üzülmek veya aşırı sevinmek, depresyon, duygusal şoklar
- Hormonal Değişiklikler: Menstruasyon (adet dönemleri), doğum kontrol hapları
- Sistemik Faktörler: Yüksek tansiyon, diyabet hastasında şekerin aşırı inip çıkması
- Başın Bir Bölgesindeki Ağrılar: Diş ağrısı, gözler, sinüsler veya boyunla ilgili ağrılar
- Fiziksel Stres Durumları: Seyahat, aşırı egzersiz, fiziksel veya zihinsel yorgunluk, uzun süre öne eğilmek (örn. bahçe işleri yaparken), ağırlık kaldırmak veya zorlanmak, rutin yaşam biçiminde meydana gelen değişiklikler (örn. vardiya çalışması veya tatiller), çok fazla veya çok az uyku, alerji, cinsel yönden uyarılma, sigara içmek veya aç kalmak
- Dış uyaranlar: İklim değişikliği, yüksek irtifa, çok sıcak duş veya banyo, yoğun kokular (parfüm gibi, parlak, göz kamaştıran ışıklar, uzun süre televizyon seyretme ve ses
Kaç Tip Migren Vardır?
- Klasik Migren: Aura ile birlikte olan migrendir. Migren hastalarının %15 kadarında klasik migren olur.
- Yaygın Migren: Aurasız migrendir. Migren hastalarının yaklaşık %80’inde görülür.
- Menstrüel Migren: Adet döneminin başlangıcında veya adet döneminde görülür; başka zaman görülmez. Çalışmalar menstrüel migrenin genellikle aurasız olduğunu göstermektedir.
- Diğer: Bu üç migren tipi dışında, daha nadir görülen çok sayıda migren tipi de vardır; ancak bunlar tüm migrenlerin yalnızca %5’ini oluştururlar. Daha çok başka hastalıklara ikincil olarak oluşurlar. Bunlara felç sonrası, travma sonrası ve göz hastalığına ikincil gelişen migren verilebilir.
Migren Atağı Nasıl Seyreder?
Migren atağı klasik olarak 6 döneme ayrılabilir.
- Prodrom dönemi: Migren belirtileri başlamadan vücutta görülen fonksiyonel değişikliklerdir. Bunlar aşırı duyarlılık, depresif duygu durumu, aşırı neşe hali ve nadiren hiperaktivite, durgunluk/donukluk, konsantrasyon ve dikkatte azalma, düşüncede yavaşlama, konuşurken takılma, artmış ışık, ases ve koku duyarlılığı, esneme, yorgunluk veya uyuma isteği, dermansızlık veya halsizlik, açlık, tatlı yeme isteği, iştah artışı ve iştahsızlık, aşırı su içme, vücutta su tutulması, sık sık idrara çıkma, karında şişlik , kabızlık veya ishal hali
- Aura dönemi (%15): Baş ağrısı gelişiminden yaklaşık bir saat önce, zig zag çizgiler şeklinde görülen halüsinasyonlar, bulanık görme, ışık çakmaları ya da skotom olarak bilinen görüş alanında boşlukların varlığı gibi geçici duyusal belirtiler ile kendini gösterir.
- Ağrının başlama dönemi
- Ağrı
- Ağrının sonlanma dönemi
- Postdrom dönemi: Ağrı sonrası olarak bilinen postdrom döneminde bitkinlik, bezginlik ve yorgunluk hissi bulunur ve ağrının azalması ile birlikte rahatlama hissi oluşur. Bazı kişilerde tatlı yeme ya da sık idrara çıkma isteği görülür.
Bu özelliklerin bir ya da daha fazlasının varlığı migren tanısını da netleştirir.
Nasıl Tedavi Edilir?
Klasik tıbbi yaklaşımda triptan ve ergotamin türevi ilaçlar başta olmak üzere ağrı kesiciler, bulantı gidericiler, nöroleptikleri içeren ilaç tedavileri söz konusudur. Ataklar sırasında veya çok sık oluyorsa ataklar öncesinde atağı önlemek amacıyla kullanılırlar. Fakat ilaçlar sadece ağrıyı baskılamada işe yarar ve sebebe yönelik kökten bir çözüm sunamazlar.
Tedavide Nöralterapi-Regülasyon tıbbı bakış açısıyla migren de dahil olmak üzere tüm fonksiyonel baş ağrısı türlerinin kökten çözümü mümkündür. Nöralterapi bakış açısına göre migren ağrısı bedenin bir yardım çağrısıdır, bir sinyaldir ve bu çağrıyı oluşturan bir dizi sebep bulunmaktadır. Bu sebeplere nöralterapide bozucu alan adı verilir ve nöralterapi muayene yöntemleriyle bozucu alanların saptanması mümkündür. Migrene neden olan bozucu alanlar en sık baş boyun bölgesinde bulunur. Geçirilmiş veya devam eden diş, bademcik, sinüs enfeksiyonları, çene ekleminde fonksiyonel problemler, üst boyun bölgesinde oluşan eklem blokajları bunlardan sık rastlananlarıdır.
Bunun yanında geçirilmiş her türlü hastalık, yara ve ameliyat izleri, sindirim ve dolaşım bozuklukları, psikolojik yönden bilinç altı yüklenmeleri migrenin temelinde yer alıyor olabilir. Bu problemler ayrıntılı bir hasta hikayesi ve nörlaterapi muayene yöntemleriyle tespit edildikten sonra uygulanacak nöralterapi enjesiyonları ile kalıcı şifa elde edilebilmesi mümkündür. Tedavi süresi altta yapan sebeplerin fazlalığına göre birkaç haftadan birkaç aya kadar sürebilir. Beraberinde eğer ihtiyaç saptanırsa beslenmenin düzenlenmesi, probiyotikler, vitamin mineral destekleri, detoks uygulamaları da eklenmelidir.
Psikokinezyoloji ve limbik sistem çalışması bilinçaltı yüklerinin ön planda olduğu psikojenik migrenlerde çok değerlidir ve sebebe yönelik çözüme bir katkı sağlar.
Akupunkturun da migren tedavisinde önemli bir katkısı vardır. Ancak bozucu alanların tedavisinde etkisi yoktur, bu yüzden ağrıyı kesmekte ve atakları azaltmakta etkilidir ancak kökten bir çözüm sağlamakta yetersiz kalır.
Botoks uygulamalarının ağrıyı kesmede kısmi katkısı olabilir ancak sebebe yönelik kökten bir çözüm değildir.
Ozon, hacamat, sülük, homeopati, fitoterapi gibi diğer tamamlayıcı yöntemler de sıklıkla önerilmektedir, bazılarının geçici ve kısmi faydaları da olabilir ancak hiçbirinin sebebe yönelik tedavi edici bir etkisi yoktur.