Ülseratif Kolit Nedir?
Kanlı mukuslu ishal ve karın ağrısıyla seyreden iltihaplı bir kalın bağırsak hastalığıdır. Kalın bağırsağın iç astarında önce iltihaplanma, bunun ilerlemesiyle kanamalı yaralar oluşur. Beraberinde halsizlik, kilo kaybı, kusma, cilt, göz ve eklem problemleri, karaciğer fonksiyon bozukluğu, kansızlık gibi belirtiler görülebilir.
Ülseratif Kolit Neden Olur?
Sebebi tam olarak bilinmemekle birlikte bazı enfeksiyon ve parazitlerin tetiklediği düşünülmektedir. Yanlış beslenme ve stresin önemli bir rolü olduğu düşünülmektedir. Regülasyon tıbbı açısından bakıldığında olay oto immün bir süreçtir. Bağışıklık sisteminin vücudun kendi dokularına saldırması olan bu süreç vücudun mental, fiziksel ve biyokimyasal streslerinin belli bir tolerans eşiğini aşmasıyla oluşur.
Mental stresler kişinin psikososyal çevresinde aşmakta zorlandığı sorunlar ve yaşadığı travmaları içerir. Fiziksel stresler doğumdan bugüne kişinin geçirdiği hastalıklar, kazalar ve ameliyatların bıraktığı sekellerden kaynaklanır. Biyokimyasal stresler ise kişinin yanlış beslenmesi, vitamin mineral eksiklikleri ve vücut bağ dokusunda biriken toksinlerden oluşur. Bu toplam stres yükü bedenin düzenleyici nöronal işletim sistemini ve hormonal dengesini bozar. Bağışıklık sisteminde de davranış değişikliğine yol açarak oto immüneteye yol açar.
Nasıl Teşhis Konulur?
Belirtilerin başlamasıyla gastroenteroloji bölümünde yapılacak olan kolonoskopi ve biopsi çalışmalarıyla kesin teşhis konulur.
Nasıl Tedavi Edilir?
Genellikle bağışıklık sisteminin kendi dokularına olan agresif saldırısını baskılamak için kortizon ve azotioprin, sulfosalazin gibi ilaç tedavileri verilir. Rektum çevresinde oluşan bakteriyel iltihaplarda antibiyotikler ilave edilir. Ancak ilaçların kesilmesiyle hastalık belirtileri tekrarlar.
Regülasyon tıbbı açısından vücudun toplam stres yükünün bir dokümantasyonu yapılmalıdır. Bunun için kişinin doğumundan itibaren yaşadığı tüm stres ve hastalıkların ayrıntılı bir hikayesi alınır.
Muayenede vücudun hangi bölümlerinin kronik stres yükü altında olduğunu anlamak için segmental muayane, özellikle kalın bağırsak kısmını etkileyebilecek bozucu alan muayenesi yapılır. Bozucu alan muayenesinde hastalık sekelleri ve yara izleri kinezyolojik kas testleriyle hastalığa katkısı açısından değerlendirilir.
Bioenformatif Analiz Yöntemleri İle (Uygulamalı Kinezyoloji, Bioscan, Kalp Atım Hızı Değişkenliği Yöntemi) kişinin besin duyarlılıkları, bağırsak flora ve candida durumu, vücudun asit, ağır metal gibi toksik yükleri, eksik vitamin ve mineraller değerlendirilir.
Dokümante edilen tüm stres yüklerinin bütüncül bir anlayışla tedavi edilmesi gerekir.
Bozulan nöranal işletim sistemini ve hormonal dengeyi sağlamak için Nöralterapi olmazsa olmaz bir tedavidir. Aynı zamanda bağırsakların sinir sistemini ve kanlanmasını da düzenler, enflamasyonu ve oto immünetiyi azaltır.
Hastanın bağırsak florası ihtiyaç duyduğu probiyotiklerle mikrobesinlerle desteklenmelidir. Hangi probiyotik ve mikrobesine ihtiyaç duyduğu yine bioenformatif analiz yöntemleriyle saptanmalı ezbere takviyeler vermekten kaçınılmalıdır.
Hastanın saptanan besin duyarlılıklarına yönelik kişiye özel bir beslenme programı hazırlanmalıdır.
Aynı şekilde vücutta biriken toksinler için kişiye özel kapsamlı bir Detoks Programı hazırlanmalıdır. Bu programda gerek ağızdan kullanılan ürünler gerekse damardan yapılan tedaviler kullanılır.
Hastanın psikolojik yükleri ön planda ise Psikokinezyoloji, Bach Çiçekleri ve Mikrosistem Akupunktur yöntemleri ile tedavi edilmelidir.
Özellikle kanamalı dönemde yüksek doz Rektal Ozon tedavisi büyük yarar sağlar. Kanamayı durdurduğu gibi bölgede oluşan enfeksiyonları da tedavi eder. Remisyon dönemlerinde ise daha düşük dozlarda iyileşmeyi hızlandırır.
Planlanan bütüncül regülasyon tıbbı uygulamalarıyla hastalığı kalıcı bir iyilik dönemine sokmak mümkün olabilmektedir.