Mora Terapi Nedir?
Elektromanyetik frekanslarla yapılan biofiziksel bir teşhis ve tedavi yöntemidir. Klasik yöntemlere göre çok daha fazla tanısal ayrıntıya, çok erken evrelerde ulaşmak mümkündür. Örneğin kan testleri organ veya dokularda belirgin bir bozukluk oluştuğunda ortaya çıkarken Mora Terapi yöntemiyle hastalık daha oluşmadan hücreler arası alandan alınan bozuk sinyaller değerlendirilerek erken tanı konabilmektedir. Bu bakımdan koruyucu hekimlik anlamında çok değerli bir yöntemdir.
Yöntemin mekanizmasını biraz açarsak elektromanyetik dalgalar ve rezonans terimlerini anlamak faydalı olacaktır. Doğada olduğu gibi vücutta da her hücre ve dokunun belirli bir elektromanyetik titreşimi mevcuttur ve elektromanyetik dalgalar oluşturur. Yani bir karaciğer hücresinin veya midenin kendine özgü elektromanyetik frekansı olduğu gibi civa, kurşun gibi ağır metallerin de, vitamin gibi besin maddelerinin de bir elektromanyetik frekansı vardır. Bu frekanslar ölçülebilir ve teşhiste kullanılabilir. Aynı zamanda tüm dokuların çalışmasında elektromanyetik frekans sinyallerinin kumanda edici etkisi bulunduğundan tedavide de kullanılabilir.
Belirli bir frekansta titreşen bir sistemin aynı frekanstaki başka bir titreşimin tesirinde kalarak yüksek genlikle titreşmesi olayına denir rezonans denir. Örneğin salıncakta sallanan bir kişi, salınım frekansına eşit bir fekansta itilirse çok daha yüksek bir genlikte sallanmaya başlar. Bu fiziksel kanun mekanik, elektrik ve akustik her olayda geçerlidir. Rezonans fenomeni elektromanyetik sinyallerin güçlendirilmesinde ya da silinmesinde kullanıldığında gerçek anlamda bir tedavi etkisi elde edilebilir.
Mora ile Teşhis
Hastalıklı dokular, sağlıklı dokulara göre farklı elektromanyetik frekansta titreşirler. Bu özellikten yararlanmak suretiyle dokulardaki problemler erken evrelerde teşhis edilebilir. Ayrıca hastalığa neden olabilecek ağır metaller, toksinler, mikroorganizmalar gibi toksik maddelerin ve glüten laktoz gibi allerjenlerin elektromanyetik frekansının vücuda etkileri ölçülerek hastalık oluşumundaki etkileri, vitamin minerallerin ise vücuttaki iyileştirici etkileri ölçülerek ne kadar eksik oldukları değerlendirilebilir. Şu halde Mora ile;
- Tüm organlar taranarak hangi organda problem olduğu,
- Çeşitli toksik maddelerin vücuda olan etkileri,
- Bu etkinin hangi organı etkilediği,
- Vücuda gerekli olan vitamin ve mineral eksiklikleri,
saptanabilir.
Mora ile Tedavi
Mora teşhis modülüyle saptanan bozukluklar tedavi modülüyle tedavi edilebilir. Tedavi 3 ana yol üzerinden yapılabilir.
- Organda oluşan patolojik elektromanyetik dalgalar ve bozulan enerji dengesi düzeltilir
- Bozukluğa yol açan ağır metallere ya da bağırsakta saptanan kadida gibi patolojik frekanslar ters frekansla etkisizleştirilir. Aynı yöntemle glüten, polen gibi allerjenler etkisizleştirilebilir. Sigara alkol gibi bağımlılık yaratan maddelerin frekansları da etkisizleştirilerek bağımlılık tedavisinde kullanılabilir.
- Eksikliği saptanan ve vücuda yararlı olan vitamin, mineral gibi maddelerin frekansları güçlendirilir.
Ancak unutulmamalıdır ki biorezonans klasik tıbbın tamamlayıcısı bir yöntemdir. Tüm hastalıkların tedavisinin sadece biorezonansla yapılacağı anlamına gelmez. Örneğin saptanan bir vitamin eksikliğinde vitaminlerin doğal yollardan yerine de konması gerekir. Vitamin eksikliğine bağırsak florasında bozukluk neden oluyorsa diyet ve probiyotik tedavileri, Nöralterapi, rektal ozon gibi yöntemlerin de kullanılması uygun olacaktır.
En çok Hangi Hastalıkların Tedavisinde Kullanılır?
- Alerjik hastalıklar / intoleranslar (rinitis, bronşiyal astım, egzama, ürtiker, polinozis şeklinde)
- Romatizma hastalıkları (artroz, artritis, yumuşak doku romatizması, fibromiyalji şeklinde)
- Obstrüktif solunum yolları hastalıkları ( bronşiyal astım, kronik ve akut bronşit, spastik bronşit şeklinde)
- Fonksiyonel mide-bağırsak şikâyetleri (organik olmayan gastrit ve irritabl kolon)
- Hafif kronik karaciğer işlev bozuklukları
- Bağımlılık Tedavileri: Sigara ve alkol bırakma
- Besin duyarlılıkları ve obezite
- Çeşitli endikasyonlarda veyahut hastalık tablolarındaki ağrılar (işlevsel mide-bağırsak hastalıklarında, romatizma hastalıklarında, nevraljiler, migren)
- Hareket sistemindeki işlevsel ağrılar
Yan Etkisi Var mıdır?
Hafif yorgunluk ve uyku isteği dışında bir yan etkisi bulunmamaktadır.
Hangi Durumlarda Uygulanmaz?
Sadece gebeliğin ilk 3 ayında ve kalp pili olanlara uygulanmaz.
Sigara Bağımlılık Tedavisi
Nedir?
Sigara yüksek oranda bağımlılık yapıcı bir maddedir. Sigaranın içerisinde bulunan nikotin vücutta bağımlılık frekansları oluşmasına neden olur. Biorezonans tedavisiyle sigaraya ait elektromanyetik frekanslar ayna görüntüsü şeklinde ters çevrilerek vücuda gönderilir. Bu sayede vücutta fiziksel bağımlılık sıfırlanır. Bu sayede sigara bırakmaya karar vermiş hastaların bırakma sürecinde yaşayacakları yoğun yoksunluk, sinirlilik, dikkat ve konsantrasyon bozuklukları gibi semptomlar görülmez.
Başarı oranı nedir?
Sigara bırakmada etkinliği tüm dünyada kanıtlanmış olan ilaçların 1. ay sonunda sigara bırakma oranları %45-50, 3. ay sonunda ise %30-35 tir. Mora biorezonans yöntemiyle yapılan çalışmalarda ise bu oranlar 1. ay sonunda %65-70, 3.ay sonunda %50-60 olarak bulunmuştur.
Bırakmada başarısız olunan %30-40 lık vakada ise psikolojik bağımlılığın çok daha fazla olduğu ya da bağımlılığın arka planında psikolojik sorunların olduğu görülmektedir. Bu yüzden sigara bırakma konusunda ilk şart bırakmaya kesin olarak kararlı olmaktır. Sigarayı bırakmaya karar vermiş, hatta birkaç kez denemiş ancak sigara bırakma esnasında oluşan yoksunluk semptomlarını yoğun yaşayan, sinirlilik, dikkat ve konsantrasyon bozuklukları ile başa çıkamayan kişilerin destek için Mora Biorezonans terapisine başvurmaları yerinde olacaktır. Unutulmamalıdır ki sigara, içilen yıllar içerisinde birçok duygu ve davranış kalıbı ile bütünleşmiştir. Yıllarca her yenen yemekten, içilen çay ve kahveden sonra sigara yakılmıştır.
Üzülüp sinirlendiğinde de, sevinip coşulduğunda da yakılmıştır. Bu yüzden sigara isteği fiziksel olarak vücuttan silinse dahi yıllarca yerleşen şartlı refleks sigarayı çağırır. Bu bazan içtiğiniz bir kahve ya da bir kadeh içki olabilirken bazan da bir sinirlilik anı olabilir ve çok sinsidir. Bu psikolojik bağımlılığın da tamamen silinmesi yaklaşık 2 yılı bulur. Bu süre içerisinde boş bulunup içilecek tek sigara süreci başa döndürecektir.
Nasıl yapılır?
Sigara bırakmaya karar vermiş olarak başvurmadan 2 gün önceden itibaren vücudu detoxa hazırlamak için şunları yapmanız gerekir;
- Günde en az 3 lt su içilmelidir.
- Sabah akşam mutlaka duş alınmalıdır
- Mümkünse hamam sauna gibi yerlerde ter atmalıdır
- Alkol kesinlikle kullanılmamalıdır
- Çay, yeşil çay, kahve vb kafein içeren içecekler en az bir gün önceden itibaren içilmemelidir.
- Tedaviye gelirken yanında her zaman içtiği sigaradan en az iki tane getirmelidir.
Tedavinin hemen öncesinde 2 adet yarım sigara içirilir. İçilmiş olan sigaranın külleri ve izmariti iki ayrı küçük cam şişeye konularak biorezonans aletinin iki ayrı kanalına konulur. Cihazın elektrotları eller, ayaklar, baş, karın ve enseye yerleştirilir ve 75 dakika süren elektromanyetik titreşimler belirli bir program dahilinde çeşitli modlarda vücuda gönderilir. Tedavi bitiminde madeni para büyüklüğünde bir çip göbek altına yerleştirilir. Bu çip tedavi frekanslarını içermektedir ve vücuda 1 ay boyunca tedaviyi hatırlatacaktır. Bir damlalıklı şişede ise tedavi frekanslarını içeren bir sıvı verilir. Eğer hasta sigara isteği duyarsa bu şişeden bir damla dil altına damlatması yeterli olacaktır.
Tedavi sonrasında da özellikle ilk 10 gün detox amacıyla hastaların bol su içmesi, sık duş yapması, sauna ve hamama gitmesi uygun olur. Tedavi sonrası ilk 3 gün alkol kullanılmaması, meyve çayları içilmesi uygun olacaktır.
Hastalarla 3, 7, 14. günler ve 1 ile 3. aylar görüşme yapılır. Bu süre içerisinde sigara isteği yoksa birşey yapmaya gerek yoktur. Sigara içme isteği yoğun bir şekilde olur ise hastaya destekleyici ek bir seans uygulanır. Eğer kişi sigara içmiş ise tedavi başa döner. Ancak hastaların %65 inde ek seansa ihtiyaç duyulmamakta tek seansla sigara bırakılabilmektedir. %20 sinde ise tek bir seans ek destek tedavisine ihtiyaç duyulmaktadır.
Gıda Detoksu ve Obezite Tedavisi
Diyet programı alan hastalarda özellikle bazı besinlere düşkünlük olduğundan diyet programına uymakta çok güçlük çekerler. Bu hastalarda diyete uyumu arttırmak amacıyla düşkün oldukları gıdaların elektromanyetik frekansları ayna görüntüsü şeklinde ters çevrilerek vücuda verilir. Böylece vücutta bulunan frekansları sıfırlanır. Frekans silme işlemiyle birlikte hastada frekansı silinen gıdalara karşı bir isteksizlik oluşur ve hasta diyete çok daha rahat uyum sağlar.
Nasıl Uygulanır?
Öncelikle diyetten kısıtlanan un, şeker ve tuz, bunun yanında hastanın belirttiği yiyecek listesindeki gıdalardan birer çift numune alınıp her biri küçük cam tüplere konularak biorezonans cihazının iki kanalına konulur. Besinlerin elektromanyetik frekansları ters çevrilerek vücuda gönderilir.
Tedavi yaklaşık 75 dakika sürmektedir.
Tedavi öncesinde ve sonrasında günde en az 3 lt sıvı alınması detoks açısındna çok önemlidir.
Tedavi seansları 5+1 veya 3+1 seans şeklindedir.
1,2 ve 3. Seanslar 3 er gün arayla yapılır. Daha sonraki seanslar ise birer ay arayla yapılır.
Allerji Tedavisi
Allerjilerin büyük çoğunluğu bağırsak kökenlidir ve genelinde bağırsak flora bozukluğu da eşlik eder. Vücutta birçok maddeye karşı allerji oluşabilir ancak genellikle 4 ana etkene karşı allerji oluşur, diğer maddelere karşı oluşan allerji ana allerjenlerin tedavi edilmesiyle kendiliğinden kaybolur.
Ana allerjenler
- Gluten
- Süt
- Yumurta
- Ev tozları ve polenler
Allerji tedavisinde her allerjen için 3 seans tedavi uygulanmalıdır. Her senansta alerjik maddenin elektromanyetik frekansı biorezonans cihazıyla ters çevrilerek vücuda gönderilir. Böylece allerjiye neden olan elektromanyetik frekans vücuttan silinmiş olur. Frekansı silinen alerjene ait allerji uzun süreli olarak kaybolur. Etkinin tamamen kalıcı olması varsa barsak florasının da restore edilmesine bağlıdır.
Bach Çiçekleri Tedavisi
Bach çiçekleri ruhsal yönden çok önemli destek sağlayan bir homeopati yöntemidir. Doğadaki bazı çiçeklerin frekansları kullanılır. Hangisinin kişiye iyi geleceği Mora, HRV veya AK ile ölçülerek bulunur. Faydalı bulunan Bach çiçeği frekansları vücuda gönderilir. Genel olarak hangi psikolojik duruma hangi çiçeğin iyi geleceğine dair aşağıda örnekler bulacaksınız ancak bunlar genel tecrübeler olmakla birlikte kesin değildir. Kişiye kesin olarak yararlı olacak bach çiçeği ancak AK, HRV gibi yöntemlerle ölçülerek bulunabilir. Depresyon, anksiyete, panik atak, uyku bozukluğu, takıntılı düşünceler, geçmişe takılı kalma, önemli değişikliklere uyum sağlayamama gibi pek çok psikolojik tabloda etkilidir. Aşağıda bazı örnek Bach Çiçeklerini bulacaksınız.
- ROCK ROSE (KAYA GÜLÜ): Korku, dehşet, histeri hali, panik atak.. İleri derecede dehşet hissi
- ASPEN (TİTREK KAVAK): Belirsiz, sebebi bilinmeyen korkular, dehşet veya kabuslar, açıklanamayan endişe hali, huzursuzluk hissi.
- RED CHESTNUT (KIZIL KESTANE): Başkalarının (özellikle yakınlarının) başına kötü bir şey geleceği endişesi veya güvende oldukları üzerine korku düzeyinde endişe duyanlarda.
- GENTİAN (YILAN OTU): Bir başarısızlık sonrası cesaretin kırılması, kendinden şüphe etme, cesaretini kaybetme durumlarında.
- HORNBEAM (GÜRGEN): İsteksizlik, pazartesi sabahı sendromu, sıkılma, motivasyonsuzluk hali, oyalanma, işleri geciktirme gibi ruh hallerinde.
- WİLD OAT (YABAN YULAFI): Kararsızlık ve enerjisini nereye aktaracağı hakkında emin olmama, birden fazla yolda ilerleme eğilimi, tatminsizlik, hayatta doğru yolun ne olduğuna dair belirsizlik yaşayan kişilerde.
- HONEYSUCKLE (HANIMELİ): Geçmişte takılı kalan, geçmişi özleyen, geçmişte yaşayan kişlerde.
- OLİVE (ZEYTİN): Fazla çalışmaktan tükenmişlik sendromu yaşayanlar için
- WHİTE CHESNUT (AK KESTANE): Sürekli kafası meşgul ve düşüncelerle dolu, kontrol edilmesi imkansız görünen saplantılı ve endişelendirici düşünceler yaşayanlarda.
- MUSTARD (HARDAL): Açıklanamayan adeta bir kara bulut gibi çöken üzüntü, karamsarlık ve çaresizlik hissi yaşayan, neden böyle hissetiğini açıklayamayan kişlerde.
- WATER VİOLET (SU MENEKŞESİ): Yalnız kalma ve başkalarından uzak olma isteği olan, gururlu ve dışardaki kişilerle alakasız olan ancak yalnız hisseden kişlerde.
- IMPATİENS (SABIROTU): Sabırsız, aceleci, içten gelen bir aciliyet hissi olanlarda
- CENTAURY (KANTARON): Kendi hakkını arayamayan hayır demekte güçlük çeken, herkesi memnun etme kaygısı yaşayan, mutsuzluk ve yüzleşmelerden kaçınanlarda.
- WALNUT (CEVİZ): Değişimlere uyum sağlama kürü. Geçmişle bağını koparıp yeni sayfa açamayanlarda
- HOLLY( ÇOBANPÜSKÜLÜ): Kızgınlık, sinirlilik, kıskançlık, kuşkuculuk gibi hislere yenik düşen insanlarda
- LARCH (KARAÇAM): Yetersizlik hissi, kendine güven eksikliği yaşayanlarda.
- PİNE (ÇAM): Gereksiz yere suçlu hisseden ve çoğu zaman boş yere kendini suçlayanlarda.
- ELM (KARAAĞAÇ): Ağır sorumluluklar ve baskıların altında ezilme hissi yaşayanlarda.
- STAR OF BETHLEHEM (AKYILDIZ): Şok-Travma ardından gelen umutsuzluk ve mutsuzluk yaşanan, yas tutanlarda.
- WİLLOW (SÖĞÜT): Pişmanlık duygusu, kendine acıma ve hoşnutsuzluk-kızgınlık yaşayanlarda.
- OAK (MEŞE): Dinlenmek gerektiğinde bile hiç durmayan, önemsiz konularda bile hiç vazgeçmeyenlerde.
- CRAB APPLE (YABAN ELMASI): Kendini sevmeyen, fiziksel görüntüsünün kötü olduğunu düşünen, kirli ve kötü hisseden sürekli temizlenme ihtiyacı duyanlarda.
- BEECH (KAYIN): Başkalarına karşı sabrı olmayan, fazlasıyla eleştirel, tahammülsüz ve mükemmeliyetçi kişilerde.
Renk Tedavisi
Her rengin bir elekromanyetik frekansı vardır ve bu frekanslar vücuda gönderildiklerinde önemli etkiler yaratabilirler. Her renk bir çakraya ve meridyene bağlıdır. Her rengin sistemler üzerinde derin etkileri vardır. Vücudun hangi renge ihtiyacı olduğu AK (uygulamalı kinezyoloji), EAV (Elektro Akupunktur Teşhis Yöntemi) ya da HRV (Kalp Atım Hızı Değişkenliği Teşhis Yöntemi) ile saptanarak kullanılması en iyi sonucu verecektir.
Buna karşın genel bilgi olarak;
Mavi soğutucu bir renktir, benzer benzeri iyileştirir homeopati kuralına göre, mavi renk kronik hastalıklarda etklidir, tamamlayıcı rengi turuncudur.
Kırmızı ise ısıtıcı bir renktir, ancak benzer benzeri iyileştirir homeopati kuralına göre kırmızı renk akut vakalarda etkilidir, tamamlayıcı rengi yeşildir.
Sistemik etki beklediğimiz durumlar için tedavilere mavi, indigo, purple gurubuyla başlamak, hastanın cevabına göre diğer seanslarda da aynı gurupta devam etmek ya da sarı, turuncu, kırmızı gurubuna geçmek önerilir ancak yukarıda da ifade edildiği gibi genel bilgilerden ziyade gerekli ölçümler yapılarak hastaya iyi gelen renk frekansı ile tedavi yapılmalıdır.